Bu blogdaki popüler yayınlar
[001] İlk e-Paylaşım
Anonim Özgün Video . e-toplumda bir bireyin ilk e-paylaşımı. Çok düşündüm. Çok denedim. Çoğunlukla da vaz geçtim. Ne olmalıydı? Ne mesaj vermeliydi? Kimi hedeflemeliydi? ... Stres diz boyu. Eski tüfek e-postadan önüme düştü Mevlana’nın dizesi; işte budur dedim; bu paylaşım o paylaşım olmalıydı: // dans et kırılıp açıldığında // dans et sargılarını yırtıp attığında // dans et kanının içinde // dans et tamamen özgür olduğunda Zor günler yaşanıyor ve yaşanacak. Yaşamı kolaylaştıran tek şey var: Özgür olmak. Bize yapışan etiketlerle boğuşmak yerine içerden konuşan “ben”in, varım diyebilmesidir özgürlük. Zor sanılır bunu bulmak ama uyandığında doğan güneşin, sana yaşam veren atmosferin, barınak olan gezegenin farkında olmak bile özgürlüktür, kısıt değil. Hadi gel sen de dans et… ister kapısı kapalı odada, ister duşta, ister merdiven çıkarken, istersen de sokakta… denetlemeyi bırak bedenini… ister yakaladığın ilk melodiyle, ister en...
[004] Yin-Yang
Ankara, Türkiye Felsefe. Lütfen resimden çok metne yönlenin. Eğrisiyle doğrusuyla, bizi biz yapan, bakarken görmememiz, gördüğümüzü anlamamamız, anladığımızı da irdelemememiz olabilir mi? Resim bilincinizi çoktan "dolu bardak" yapmış olabilir mi? Bir daha denemek ister misiniz? Geceden kurtulup aydınlığa kavuşmak isteriz; aydınlık çok geldiğinde de ondan kaçarız. Ekşi olur ya da olmaz, tuzlu olur ya da olmaz, ama hep tatlı olsun isteriz. Sevgi, paylaşma, dostluk yokken yalnızım diye ahlanır; yanında çantada keklikken oflanıp puflanır, kılı kırk yarar, ay uzak dur biraz deriz. Yoklarla dibe vurmuşken varları arar, varlarla boğulurken bunalır yok olsun isteriz. Öndeyken arkadakine hadi koş gel, geride kaldığımızda öndekine hele dur biraz der, zamanı tek noktadan bükeriz. Beyaz varken beyaz, siyah varken siyah oluruz; arasındaki grinin sonsuz çeşitliliğini yok sayarız. Fırtınada savrulmaktan, güneşte kavrulmaktan, yağmurda ıslanmakt...
Yorumlar
Yorum Gönder